Herkes bilmez gökte ne var
Görür onu göz sahibi
Parıldıyor güneş kadar
Hakikati umman gibi
İster gönül elbet huzur
Âhir demde etmiş zuhur
Âlemlere doğmuş o nur
Gökten inen ferman gibi
Ferdiyeti elhak ayân
Odur gönüllere sultan
Var mı bilmem ulu bürhan
Bu Bedîüzzaman gibi
Lisanından saçılır nur
Cinnî okur, insan okur
Hûr-u cennet işte bu “Nur”
Gönüllerde canan gibi
Âhir zaman esrarını
İhbar-ı gayb envarını
Attı âlem ekdarını
Doğdu şems-i tâbân gibi
Semavattan rahmet indi
Akan gözyaşları dindi
Küfr ü dalal yıldı, sindi
Görünmeyen şeytan gibi
Söndü hain faaliyet
Yıkıldı o deccaliyet
Halâs buldu İslâmiyet
Tahta çıkan hakan gibi
Ey yâreli şîr-i jiyan
Bu hâb-ı gafletten uyan
Âlemlere devr-i ümran
Asr-ı nüzul-ü Furkan gibi
İklimlerde iman yeli
Eser, gönüller neşeli
Öpsem o gül kokan eli
O bülbül-ü handan gibi
Âdemoğlu necat arar
Hak daveti Nurlarda var
Ey şehriyar-ı şehriyar
Sensin bize sultan gibi
Arşa çıkan feryadımız
Alındı şimdi dâdımız
O sevgili üstadımız
Gönülde Süleyman gibi
Ey ekmel-i âhir zaman
Sensin mahbub-u Müstean
Feda sana bu cism ü can
Hak yolunda kurban gibi
Said’i beklerdi yıllar
Sensin gönülde muntazar
Peygamberim vermiş haber
Olma bize pinhan gibi
Perdelenmişse zuhurun
Gizlenmez haşmetli nurun
Gölgesi olmaz ki nurun
Firdevs’teki canan gibi
Ey hatib-i devr-i zaman
Sürur buldu kevn ü mekân
Seni bekler gizli ayân
Hep hastalar Lokman gibi
Nur yolunun kurbanıyız
Kehkeşan’ın sâmânıyız
O ateşin dumanıyız
Ateş yanan külhan gibi
Rânâ rengin güle benzer
Revh üfürür, kokun eser
Ufkumuzda oldun seher
Tam ağaran bir tan gibi
Ey cilvesi zahir rahmet
Bâri bizlere imdat et
Kulun olmak diler elbet
Bahçenizde fidan gibi
Pes gönlümüz hep daim pes
Ey ağlayan, feryadı kes
Boş geçmesin hiçbir nefes
“Allah bes, gayrı heves.”
Mehmed Kayalar
***